Pazartesi, Ağustos 01, 2011

DUA












Allah' ım sana sonsuz hamd olsun. Ömür nimetinde bir kez daha Rahman ism-i celilinle kuşanmış Ramazan ayına eriştik. Halık ismi celilinle dünya alemine ve bizlere can ihsan eyledin , Melik ismi-i celilinle tüm mülkün şüphesiz tek sahibisin , Kuddüs ismi celilinle tüm noksanlıklardan münezzehsin. Biz Sen'i yeteri kadar tesbih etmekten Sana yeteri kadar hamd etmek çok uzağız Rahim ismi celilinle affına sığınıyoruz, şüphesiz ki sen Adil sin lakin bizim eksikliklerimiz çok fazla günahımız yüzümüzü örtüyor , her ne kadar günahımız çok olsa da bize Müntekim isminle muamele etme Ya Rab bizi Gafur ismi celilinle bağışla Gaffar isminle günahlarımzı ört. Bizim gerçek niyetimiz sana yöneliktir, şeytanın sağkınlıklarından bizleri koru, Sen Semi sin içimizde ve dışımızda konuştuğumuz ne varsa duyarsın , sen Basir sin alemlerde ne olursa görürsen bizim tüm yaptıklarımzı Sen in rızan üzere kıl . Sen Vasi sin lütfü bol olansın , Basit ismi celilinle bizlere muamele et İslam alemine bolluk ihsan eyle , Rezzak ismi celilinle bizlere helal rızıkla ailemizin geçimini temin etmeye ailemizi sürdürmeyi nasip et . Ramzan-ı şerif te elimiz sana açtık tevvab ismi celilinle bizleri kabul eyle Affüv ismi celilinle bizleri affet Ya Rabbi. Sen Mucibsin duaları kabul edensin bizlerin de dualarını kabul eyle.

Hayatı Altüst Eden Ay

 
Hayatı Altüst Eden Ay

- A. Ali Ural

Gündüzle gece yer değiştirdi, uykuyla uyanıklık, konuşmayla suskunluk, sarhoşlukla ayıklık, darlıkla genişlik, Hayatı Altüst Eden Ayyalnızlıkla kalabalık... Yer sarsılıyor yerine otursun diye her şey. Hallaç pamuğu gibi uçuşuyor nesneler. Ezberleri bozarak uçuşuyor sahurlarda, iftarlarda, teravihlerde. Gezegenlerin yörüngeleri değişiyor. Rolleri değişiyor oyuncuların. Yoksulların yüzüne ay düşmüş. Zenginler zenginliği fark ediyorlar bu sıcak fenerlerde. Hem bu soğukta ne çok ihtiyaçları var; Ashab-ı Kehf gibi paslandı paraları. Kırkta birini vermezlerse, geçmeyecek Tanrı katında, dinarken nar olacak. Hem geçer akçe ebedî gençlik. Tanrı katında gençleşir ihtiyarlar. Dizlerine derman gelir, yüreklerine kan. Kanlıca'nın değil, Ramazan'ın ihtiyarlarıdırlar. Bir bir hatırlarlar eski günahlarını. Herkes uyurken gözleri açıktır onların. Camiye giderken elleri torunlarının omuzlarında. Bu dermanla uyanır gençler, bu dermanla peşine düşerler dedelerinin, annelerini ve ablalarını evde bırakıp. Kadınlar gümüşten oruçlar tutarlar, zümrütten ve inciden. Rableri için süslenirler her sahurda. Süslerler sofralarını Rableri için. Çocuklar mı? Bir oyun onlara Ramazan. Bir dönme dolap; her salıncağında çil çil altınlar! Döndükçe dönüyor. Döndükçe dökülüyor başlarına hazine. Nasıl dökülmesin! Cennetin bütün kapıları açık. Nasıl doğmasın sevinç Hira'dan! Cehennemin bütün kapıları kapalı. Şeytanlar zincirlerini şakırdatarak seyrediyor kafeslerinden bu manzarayı. Mülkün sahibi izin vermeden kimse dokunmuyor nimete. Kaşıklar kâselerin kıyılarında bir işaret bekliyor.

 

Her kutsal kitap bir işaretti insanlığa. Yürüyenler yürüdü arkasından. Hz. İbrahim'e sayfalar bu ay indi, bu ay indi Tevrat Hz. Musa'ya. Hz. Davud'a Zebur bu ay indi, bu ay indi İncil Hz. İsa'ya. Ve Kur'ân "Oku" buyruğuyla çaldı Muhammed Mustafa'nın (sav)kapısını bu ay. Zamanlardan bir ilâhî zaman hediye etti: Ramazan. Bir ilâhî okul her şeyin zıddıyla öğretildiği. Bu yüzden ters yüz ediyor hayatı, kaybettirerek bulduruyor. Kur'ân'ın tahtına çıkarmadan önce, Kur'ân'ın tahtasına çıkarıyor insanı. Eline beyaz bir tebeşir veriyor kesip o gümüş aydan. "Ey İnsan!" yazdırıyoHayatı Altüst Eden Ayr tahtaya. " Rabbine karşı seni aldatan ne?" Soru sendeletiyor canı. Cevaba kavuşacak bir adım atsa. Bir adım atabilse on adımla karşılanacak. Yürüyerek yaklaşırsa Rabbine, koşarak yaklaşacak Rabbi. Zamanı geldi. Bütün yollar Kitab'a çıkıyor. Ve okuyor Kitab'ı insan. Okuyor kendini. Okuyor ailesini ve akrabalarını. Okuyor dostlarını ve arkadaşlarını. Okuyor yeryüzünü ve gökyüzünü. Okuyor daha önce okuyamadığı levhayı: "Her can ölümü tadacaktır." Kaç dil biliyor kimseler bilmez. Ramazan okulunda öğrendi. Beyazın siyaha muhtaç olduğunu, tokluğun açlığa, vadinin uçuruma... Ramazan okulunda öğrendi bir insanda kaç insan var! Hangi insanı çıkarmalı madenden. "İnsanlar madenler gibidir," dedi Hz. Peygamber madem. "Altın aramıyorum, altın olmaya yeteneği olan bakır nerede!" dedi bu sözle aydınlanıp Mevlâna. Kutlu öğretinin öğretmenleri soruyor: Sabrınız mı tükendi. Daha bayrama çok mu var! İşte ezan okunuyor! Sofralarınızda bayram provaları!

 

Ramazan Hz. Âdem'in kelimelerini verdi bize; her şeyi gerçek ismiyle tanıyabilmemiz için. Hz. Nuh'un gemisini, Hayatı Altüst Eden Aygömülürken kayığımız sulara. Hz. İbrahim'in iskelesini, onarmak için ruhumuzu taşlarıyla Kâbe'nin. Hz. İsmail'in koçunu, geçirsin diye sırattan. Hz. Yusuf'un gömleğini, giydirmek için ihtiraslarımıza. Hz. Eyyûb'un sabrını, iyileştirmek için yaralarımızı. Hz. Yunus'un duasını, ışık vursun diye zindanlarımıza. Hz. Davud'un sapanını kalp yarasalarımızı düşürmek için bir bir. Hz. Süleyman'ın mührünü, köprü kurmak için her cana. Hz. Musa'nın asasını, ikiye yarıp hayatımızı, yol açmak için insanlığa. Hz.İsa (as)'nın ellerini, ki alışkanlığın dağladığı gözlerimiz açılsın. Ve Hz. Muhammed'i verdi bize Ramazan. O büyük öğretmeni; ahlakı Kur'ân olan, insanlığın bütün öğretmenlerini cemeden okulunda. Kelimeleri, iskeleyi, koçu, gömleği, sabrı, duayı, sapanı, mührü, âsâyı, elleri aynı anda aşkla öğreten

 

*alıntıdır.