Pazartesi, Eylül 17, 2007

Korkular ve Arkadaşlar

Hayatımız boyunca hep korkularımız olmuştur. Korkular insanın doğasında hatta onunda ötesinde canlının kimyasında vardır. Ama şu da bir gerçek yaratılışta insana korkuları ile mücadele gücü de verilmiştir. Korkular hayattaki başarılarımız önüne set çekmiş bir düşmandır adeta (bunu pervasızca çılgınlıklar yapmak anlamında söylemiyorum) bazen olur korkularımızı büyütürüz ve 1 kişilik ordu 1000 kişilik ordu görünür bize belki yine korkumuzu yeneriz ama bu sefer yorgun düşeriz bu aşamada önemli olan insanın kendi içindeki güç ve arkadaşlarıdır.

Düşünün bir kere erkek çocuğu için sünnet ne kadar korkulacak bir hadisedir halbuki basit sayılabilecek bir tıbbi olaydır. Ama çocuğa küçük yaşta sünnet öyle bir anlatlır ki çocuk damlara çıkar ama sonra sünnet olduğunda sadece azıcık acıdı diyecektir. Ve belki de bana ballandıra ballandıra anlattıkları bumuymuş diyecektir. Ama o küçük çocuğa korku yerine cesaret veren arkadaşları olduğunda her şey daha olumlu olacaktır. Evet belki bir acı var ama bu hiç te öyle büyük bir acı değil acıyı büyüten diğer insanların abartılı sözcükleri.

Bizim ülkemizde çocuklar nedense okula gitmekten de korkutulur. Okulda öğretilenlerin çok zor olduğu söylenir ve bunu söyleyen de genelde ben çabucacık okumayı öğrendim demesi gereken bir yaş ya da iki yaş büyük arkadaşıdır. Malesefki korkular ergenlikte de devam eder bazen arkadaşları kişinin kendi ile barışık olmaması için inatla didinir. Düşünmeye başlar insan o zaman arkadaşları hakkında soru işaretleri ile.

Korkular devam eder yanınızda yer alan arkdaşlarınız size destek olmak korktuğunuz olayın abarttığınız kadar olmadığını anlatmak yardımcı olmak yerine korkularınız körükle büyütürse belki iki günde öğreneceğiniz bisiklet sürmeyi 2 ayda ancak öğreneceksiniz derslerden soğuk duracaksınız bu böyle devam eder.

Korkuların arasına askerliğin de katılması ihmal edilmez ta ki teskere belgesini alana kadar. Kalpte eşsiz bir yere sahip olan yar ile evlenme kararı verildiğinde de kendinin arkadaş olduğun sanan kişiler yine devreye girer evliliği korku yumağına çevirir. İşte o zaman " çok şükür düzenli bir hayatım var , bana gülümseyen bir eşim her zaman destek olan bir eşim evliliğimde bazen sıkıntılar yaşasam acılar hissetsem de şimdi evliliğime baktığımda sadece huzur ve mutluluk var iyi ki bana korku salmak isteyen arkadaşlarıma karşı kulaklarım tıkamışım şu anda çocuğum ve eşimle çok mutluyum " dediğinde bir arkadaş büyük bir güç kazanır kişi ve fark eder doğru arkadaş kim.

Biz de kendimiz arkadaşı olarak gördüğümüz kişilere karşı korkularında yardımcı olmalı onun korkuya büyüteç ile baktığını aslında onun bu korkuyu yenecek güçte olduğunu; acı veya sıkıntının başarı veya mutluluğun yanınında çok küçücük olduğunu anlatmalı ve bizim arkadaşlarımızın da öyle olmasına özen göstermeli ve gerekirse telkinlerde bulunmalıyız.

Hiç yorum yok: